Demans Hastalığında Görülen Kişilik Değişimleri Neden ve Nasıl Ortaya Çıkar?

Demans Hastalığında Görülen Kişilik Değişimleri Neden ve Nasıl Ortaya Çıkar?

Bilimsel Açıklamalar

Birlikte Değişen Hayatlar: Demans ve Kişilik

Hepimizin hayatında bazı anlar vardır; bir bakış, bir söz, bir alışkanlık bizim için sevdiklerimizi "onlar" yapan, benzersiz kılan ayrıntılardır. Annemizin sessizce yaptığı bir çay, babamızın o kandırmasına alıştığımız nükte, eşimizin tebessümü… Fakat demansla karşılaştığınızda, en çok da bu tanıdık köşe taşlarının yavaşça değiştiğini ya da kaybolduğunu görürsünüz. Ve böylesi bir dönüşüm, sadece hastayı değil, yanında onunla yürüyen herkesi – aileyi, dostları, bakım verenleri – derinden sarsar.

Demans Nedir? Beynin Yolculuğu ve Değişim Süreci

Demans, beyindeki hücrelerin zamanla bozulmasıyla ortaya çıkan, hafıza kaybından muhakeme güçlüğüne, davranış ve kişilik değişikliklerine kadar farklı belirtilerle seyreden bir hastalık grubudur. Alzheimer hastalığı, demansın en yaygın türüdür ancak Lewy cisimcikli demans, vasküler demans, frontotemporal demans gibi pek çok çeşidi bulunmaktadır. 2023 Dünya Alzheimer Raporu’na göre dünyada 55 milyondan fazla kişi demansla yaşamaktadır. (World Alzheimer Report 2023)

Bu sayının 2050 yılında iki katına çıkması bekleniyor. Sonuçlar, sadece hastaları değil, onların ailelerini ve bakım verenlerini de önemli biçimde etkiliyor; çünkü demansın en karmaşık ve zorlayıcı yanlarından biri kişilikte ve davranışlarda meydana gelen değişimlerdir.

Kişilik Değişimi Nedir?

Kişilik, duygularımızı, düşünce biçimlerimizi ve dünyayla ilişkilenme yollarımızı; kendimizi başkalarından ayıran özellikler bütünüdür. Kişilik özellikleri kısmen doğuştan gelir, kısmen de çevresel faktörlerle şekillenir ve yaşam boyu büyük oranda sabit kalır. Demans gibi ilerleyici ve nörodejeneratif hastalıklarda ise, kişilikte gözle fark edilir değişimler meydana gelebilir. Bu değişimler, hasta yakınları için sıklıkla duygusal bir yas sürecine kapı aralar: Tanıdıkları kişi bir bakıma "değişir", başka biri olmaya başlar gibi hissedilir.

Demans Hastalarında Kişilik Neden ve Nasıl Değişir?

Kişiliğin değişimi, demans hastalığının doğrudan sonucu olan beyin yapısındaki zarar ve bozulmayla başlar. Örneğin:

  • Beynin frontal lobları (davranışları, dürtüleri, kararları kontrol eder) bozulduğunda, spontanlık artabilir, sabırsızlık veya düşüncesiz davranışlar görülebilir.

  • Temporal loblardaki hasar ise duyguları işleyişi, dil ve sosyal sinyalleri tanıma becerisini zayıflatır.

Hangi bölgede hastalık baskınsa, değişim de ona göre şekillenir. Örneğin Alzheimer’da ilk etkilenme, genellikle hipokampus ve çevresi — yani anıların işlenmesinden sorumlu alanlardadır, buna bağlı olarak hafıza kaybı önce gelir. Ancak hastalık ilerledikçe, davranış ve kişilik değişiklikleri de öne çıkar.

Kişilik Değişimleri Nasıl Ortaya Çıkar?

Kişilik değişimlerini en sık şu şekilde görebilirsiniz:

  • İçe kapanma veya çekilme: Daha önce sosyal, sohbeti seven bir birey kendi içine dönebilir, etkinliklere katılmaktan uzaklaşabilir.

  • Aşırı şüphecilik veya paranoya: Çalan telefonun düşmanlardan geldiğini sanabilir, eşyalarının çalındığını ya da bakım verenin kasıtlı olarak zarar verdiğini iddia edebilir.

  • Duygusuzluk veya uygun olmayan duygusallık: Eskiden çok sevecen birisinin duygusuzlaşması veya haksız öfkelenmesi, bazen de beklenmedik şekilde aşırı gülmesi gibi davranışlar görülebilir.

  • Cinsel davranışlarda ve sosyal normlarda değişiklik: Özellikle frontotemporal demansta görülen bir özelliktir; uygunsuz şakalar, ortama göre uygunsuz davranışlar sergileyebilirler.

  • Kaygı ve huzursuzluk (ajitasyon): Basit bir plan değişikliğinde aşırı endişe ve huzursuzluk görülebilir. Küçük sorunlara büyük tepkiler gelebilir.

  • Pasiflik veya motivasyon kaybı (apati): Daha önce aktif bir birey tüm ilgisini kaybedebilir; hobileri, iştahı, hatta kişisel hijyen uğraşıları bile geri planda kalabilir.

Beyindeki Değişimlerin Kişilik Üzerine Yansımaları

Bilim insanları, kişiliğin değişimini beyindeki mikroskobik düzeydeki patolojik süreçlerle (örneğin, amiloid plaklar veya tau protein birikimi) bağlantılı görüyor. Bu biyolojik bozulmalar, nöronlar arası iletişimi kesintiye uğratarak temel davranış ve karakteristiklerde dalgalanmalara neden oluyor.

Neden-sonuç ilişkisi şöyle özetlenebilir:

Hücre ölümü ve bağlantı kaybı → Spesifik beyin bölgesi işlevlerini yitirir → O bölgenin kontrol ettiği ruh hali, empati veya sosyal normlarda gerileme olur.

Bazı demans türlerinde kişilikteki değişimler daha erken veya daha yoğun yaşanır. Özellikle frontotemporal demans'ta (FTD), kişilik ve davranış değişikliği, hatta hafızadan bile önce dikkat çeker.

Kimler Ne Oranda Etkileniyor?

Demans hastalarının %80’inden fazlasında, hastalığın bir noktasında "davranışsal ve psikiyatrik belirtiler" (BPSD) görülür (Kaynak). Kişilikteki değişimler ise, en sık rapor edilen şikayetlerdendir. Hastalığın ilerleyiş hızı, tipi ve kişinin doğuştan gelen kişilik yapısı bu süreci şekillendirir:

  • Örneğin, genel olarak içe dönük kişilerde apati daha belirginleşirken, dışa dönük veya lider ruhlu kişilerde saldırganlık veya uygunsuz davranış ön plana çıkabilir.

  • Yakın çevredeki kişiler (eş, çocuklar, kardeşler) bu değişiklikleri daha erken ve acı verici biçimde fark ederler.

Hasta Yakınları İçin Zorlayıcı Bir Yolculuk

Kişilikte gözlenen değişiklikler her türlü bakımın, iletişimin ve duygusal bağın temelini sarsar. Çünkü hastaya bakan kişi, "tanıdığı" kişiyi kaybetmekte olduğu duygusuna kapılır. Tıbbi kaynaklara göre, demanslı hastanın yakınında bulunanların %60’dan fazlası, bu süreçte duygusal zorluklar ve kayıp hissi yaşadıklarını bildiriyor (Kaynak).

Bakım verici olarak çoğu zaman şu duygulara kapıldığınızı biliyoruz:

  • "Artık o değil gibi… Beni anlamıyor mu?"

  • "Kendini hiç böyle görmemiştik… Nasıl oldu da değişti?"

  • "Eskiden asla söylemeyeceği şeyleri söylüyor, hiç yapmayacağı şeyleri yapıyor. Suçlu muyum, ona doğru davranıyor muyum?"

Unutulmamalı: Bu değişimler, hastalığın bir parçası ve hastanızın kontrolü dışında gelişiyor. Hiçbir bakım veren, bu değişikliklerden sorumlu değildir. Ve sevdiğiniz o kişinin bir zamanlar olduğu kişi, onun temelinde yine vardır – sadece beyin hastalığının gölgesinde biraz sönük kalmaya başlamıştır.

Bilimsel Araştırmalar ve İstatistikler

2015’te yapılan bir toplu analizde, demans hastalarının kişiliğinde özellikle şu alanlarda sapma olduğu belirlendi:

  • Duygusal dengesizlikte artış (%35–55)

  • Sorumluluk ve titizlikte azalma (%50 ve üzeri)

  • Sosyallikte gerileme (%54 civarı)

  • Açık fikirlilikte azalma

Kaynak bu oranların neredeyse tüm demans türlerinde geçerli olabileceğini gösteriyor. Kimi hastalarda ise, hastalığın ilk belirtisi bizzat kişilik değişimi olabiliyor.

Hastanın Değişen Dünyasına Eşlik Ederken

Birçok hasta yakını, "o artık bana kızıyor", "sabırsızlaştı", "beni suçluyor" gibi ifadelerle değişimi tarif ediyor. Bazen kayıplara yas tutmak, bazen sinirlenmek, bazen de suçluluk hissetmek olağan. Ancak unutmayın: Sevdiğiniz kişi hala orada; sadece deneyimlediği hastalık onun dünyasını sarsıyor.

Kişilik değişimleri, çoğu kez iletişimi güçleştirse de, sevgi ve sabırla atlatılabilir. Ona gösterilen nazik bir dokunuş, geçmişte paylaşılan anılar, varlığınızın güveni… İşte hastanız için hala "ben buradayım" diyebilmenin yolları.

Peki, Neden Bu Değişimlerle Karşılaşıyoruz?

Temelde şu 3 ana neden var:

  1. Beyin fonksiyonlarının bozulması: Duyguları yöneten, dürtüleri kontrol eden sinirsel devrelerin zarar görmesi.

  2. Biyokimyasal değişimler: Nörotransmitter dengesizlikleri, özellikle asetilkolin ve dopamin sistemi bozularak ruh halinde dalgalanmalara veya empati kaybına neden olur.

  3. Çevresel ve psikososyal etkiler: Hastanın bağımsızlığını yitirmesi, sosyal aktivite yoksunluğu, iletişim güçlükleri gibi dış faktörler de kişilikteki değişimi hızlandırır.

Teşhis ve Takipte Dikkat Edilecek Noktalar

Bazı kişilik değişiklikleri, başka psikiyatrik hastalıklara (örneğin ağır depresyon, kronik şizofreni) benzerlik gösterebilir. Bu yüzden, değişikliklerin sürekli mi yoksa zamana özgü mü olduğuna, kişinin önceki mizacına ne derece zıt olduğuna dikkat etmek gerekir. Çünkü, fiziksel hastalıklar, ilaç yan etkileri veya ani çevresel değişimler de kişilikte geçici dalgalanmalara yol açabilir.

Hasta Yakınları İçin Pratik Öneriler: Sandığınızdan Güçlüsünüz

  • Sakin Kalın: Kişilik değişimlerinde öfkeye veya incinmeye kapılmak çok doğal. Fakat, tartışmaya girmekten ya da kişisel algılamaktan kaçının.

  • Sevilen Ritüel ve Anıları Kullanın: Ona geçmişten tanıdık gelen şarkılar, objeler sunun; sevdiği aktiviteleri hatırlatın. Beynin "otomatik" duygusal şemaları bir süre daha daha korunabilir.

  • Yargıdan Uzak Durun: Olumsuz söz ya da davranışların hastalığın eseri olduğunun bilincinde olun.

  • Duygusal Destek Alın: Kendi duygularınızı bastırmayın, gerekirse bir uzmana (psikolog, destek grubu) açılın.

Unutmayın ki siz de kendi kişiliğinizin ve sabrınızın sınırlarını keşfediyorsunuz. Bu dönemde gösterdiğiniz sevgi, anlayış ve bağlılık, sadece hastanıza değil, yıllar sonra kendinize de umut taşır.

Kişilikteki Değişimi Yönetebilmek Mümkün mü?

Bazı davranış değişiklikleri için medikal tedaviler (örneğin; antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler) gerekebilir. Fakat esas olan; davranışsal yaklaşımlar ve uygun bakım ortamını sunmak, iletişimi hastanın değişen kapasitesine göre yeniden kurabilmektir. Kişilik değişimini "engellemek" çoğu zaman mümkün olmasa da, hastanızın hala sahip olduğu yetenekleri ortaya çıkarmasına, huzurlu ve daha güvenli hissetmesine yardımcı olabiliriz.

Sonuç: Kaybetmekten Çok Değişmek

Demans, sadece hatıraları değil, kişiliğin o ince nakışlarını da silikleştiriyor gibi görünebilir. Ama en önemlisi, bu yolculukta sevginizin ve sabrınızın anlamını hiçbir hastalığın gölgeleyemeyeceğidir. Hastanız değişse de, ona verebilecekleriniz – anlayış, kucaklayış, yanında olmanın huzuru – sizin kişiliğinizle yeniden şekillenir.

Kişilik değişimi bir kayıp gibi görünse de, bazen hastanızda korunan duyguları görmek, onu yeni haliyle yeniden anlamak ve kabullenmek, yepyeni bir ilişkinin kapılarını aralayabilir. Çünkü sevginiz, hastalığın temeline inebilir. Bu yolda, yan yana olduğumuz unutulmasın.

Kaynakça