Nörolojik Farkındalık
Bir Zamanlar Unuttuğu Bir Hikaye Vardı
Hatırlamak… Her sabah yatağımızdan kalkıp yeni bir güne başladığımızda hafızamız, kim olduğumuzu, sevdiklerimizi, işlerimizi ve umutlarımızı omzumuzda taşıyor. Ama ya bir gün, en sevdiğiniz anıları hatırlamak ya da dikkatinizi toplamak giderek daha da zorlaşırsa? Ahmet Bey, yıllar önce iş yoğunluğu arttıkça dalgınlığının da arttığını, randevularını sık sık unuttuğunu fark ettiğinde bunun bir stres meselesi olduğunu düşünmüştü. Ta ki annesinde Alzheimer hastalığı teşhis edilip, bir unutkanlık başka bir unutkanlığın gölgesinde büyüyene kadar… O günden sonra beynimizdeki her kıvılcımın aslında ne kadar kıymetli olduğunu derinden hissetmeye başladı. Bugün birlikte iki kavramı — dikkat eksikliği ve Alzheimer — yakından inceleyecek, aralarındaki farkları, benzerlikleri ve yaşamımıza etkilerini tüm boyutlarıyla konuşacağız.
Dikkat Eksikliği Nedir?
Dikkat eksikliği deyince akıllara ilk çocukluk döneminde karşılaşılan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gelir. Oysa fark edilmeyen yetişkin dikkat eksikliği de, hayat boyu bireyin gündelik fonksiyonlarını, iş yaşamını, hatta ilişkilerini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Dikkati odaklamakta, başlanan bir işi tamamlamakta, zaman yönetiminde güçlük çekmek; çoğu zaman kişinin "dalgın" ya da "unutkan" olarak etiketlenmesine yol açar. Ancak DEHB'nin nörolojik kökenli, genetik altyapısı olan karmaşık bir bozukluk olduğu bilimsel olarak netleşmiştir.
DEHB dünya nüfusunun yaklaşık %5’ini etkiler [Kaynak].
Çocuklarda daha sık görülse de, yetişkinlerin yaklaşık %2.5’inde de devam eder [Kaynak].
DEHB, öğrenme güçlüğü anlamına gelmez; algı bozukluğu da değildir. Bireyler çoğu zaman potansiyellerini gösterebilmek için özel planlamalara ve motivasyon artırıcı yaklaşımlara gereksinim duyarlar.
Alzheimer Hastalığına Kısa Bir Bakış
Alzheimer hastalığı, unutkanlıkla başlayan, ilerleyici ve geri dönüşsüz bir nörodejeneratif hastalıktır. İstatistikler, 2022 yılında dünya çapında yaklaşık 55 milyon insanın demans ile yaşadığını, bunların %60-70'inin Alzheimer teşhisi aldığını ortaya koyuyor [Kaynak]. Oyun arkadaşımızı, çocukluğumuzun anılarını, sevdiklerimizin isimlerini yavaşça sessizliğin derinliklerine çeken bu hastalık; sadece hafızayı değil, zamanla dil becerilerini, muhakemeyi ve hatta karakteri de etkileyebiliyor.
Alzheimer'ın başlangıç yaşı çoğunlukla 65 yaş ve üstüdür, ancak erken başlangıç vakaları da görülür.
Risk faktörleri yaş, genetik, yaşam tarzı ve çevresel etmenleri içerir.
Dikkat Eksikliği ve Alzheimer: Yüzeydeki Benzerlikler
Her iki durumda da unutkanlık şikâyeti en ön planda yer aldığından, aileler ve bireyler sıklıkla "Acaba ben de Alzheimer mı oluyorum?" ya da "Bu çocuğun yaşı küçük, bu unutkanlık tehlikeli mi?" gibi sorularla endişelenirler. Gerçekten de, DEHB’li yetişkinler günlük hayatta şunları yaşayabilir:
Kolayca dalmak, dikkati kolayca dağılmak
İsme, tarihe odaklanmakta zorluk çekmek
Unutkanlık nedeniyle sosyal hayatta zorlanmak
İşte tam da bu nedenle, dikkat eksikliği ile Alzheimer'ın birbiriyle karıştırılması sık görülen bir durumdur. Ancak benzer alt semptomlarla açığa çıksalar da, bu iki klinik tablonun temellerinde ve seyirlerinde çok önemli farklılıklar vardır.
Ayrışan Yollar: Klinik ve Bilimsel Farklar
1. Köken ve Gelişim
Dikkat Eksikliği (DEHB): Çoğunlukla çocukluk çağında başlar, çoğu zaman yaşam boyu sürer. Nörogelişimsel bir bozukluktur, yani beynin dikkat ve yürütücü işlevler merkezlerindeki biyokimyasal farklılıklarla ilişkilidir. Dopamin ve noradrenalin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği etkilidir [Kaynak].
Alzheimer Hastalığı: Tipik olarak ileri yaşlarda ortaya çıkar. İleriye dönük olarak ilerleyici (progresif) ve nörodejeneratifdir. Beyinde beta-amiloid plakları ve tau proteinlerinin birikimi sonucu sinir hücreleri ölür, beyin kütlesi belirgin biçimde azalır [Kaynak].
2. Semptom Spektrumu
Özellik | Dikkat Eksikliği | Alzheimer |
---|---|---|
Başlama Yaşı | Çocukluk/Erken Yetişkinlik | İleri Yaş (>65) |
Unutkanlık Tipi | Dalgınlık, bilgiyi kodlayamama | Öğrenilmiş bilginin kaybı |
Hastalık Seyri | Stabil, dönemsel düzelme/gidip gelme | Sürekli kötüye giden, ilerleyici |
Diğer Semptomlar | Hiperaktivite, dürtüsellik | Dil bozukluğu, yönelim kaybı |
Kişilik Değişikliği | Nadir | Sık ve belirgin |
Bu tablo, iki durumun davranışsal ve klinik olarak ne kadar farklı olduğunun altını çizer. DEHB’de esas sorun, dikkatin odaklanamaması ya da kısa süreli hafıza kaybı iken; Alzheimer’da bilgilerin tamamen silinmesi, geriye dönük hafızanın kaybolması ve kişinin başkalarına bağımlı hale gelmesi söz konusudur.
Beyinde Neler Oluyor? Bilimsel Mekanizmalar
Dikkat Eksikliğinde
Fonksiyonel MRI (fMRI) ve PET incelemeleri, DEHB tanısı konulan bireylerin beyinlerinde özellikle ön frontal korteks ve bazal gangliyon bölgelerinde hacimsel ve işlevsel farklılıklar saptamıştır. Dopamin sinyalinin azalması, dikkati toplayamama ve motivasyon eksikliğiyle ilişkilidir [Kaynak].
Alzheimer’da
Tıp dünyasının korkulu rüyası olan bu hastalıkta, beyindeki nöronlar hasar görüp ölür. Beta-amiloid plakları ve tau protein yumakları sinir hücreleri arası iletişimi bozar. Güçlü kanıtlar göstermektedir ki, hastalığın ilk yıllarında beynin hipokampus bölgesi (hafızanın merkezi) küçülür ve zamanla diğer alanlara yayılır [Kaynak].
Zaman Farkı: Dikkat Eksikliği İle Yaşanan Unutkanlık ve Alzheimer’ın Unutkanlığı
DEHB’de birey bilgiyi edinmekte ve kodlamakta zorluk çeker. Yani, orada var olan bilgiler aranırken "bilgi buraya hiç gelmemiş" gibidir. Örneğin, randevuları deftere kaydetmiş ama anımsamıyordur çünkü telefonda biriyle konuşurken not almıştır. Ancak kendisine hatırlatıldığında zihni açılır, "Evet, doğru, not almıştım" diyebilir.
Oysaki Alzheimer’da, beyindeki bilgi silinebileceği için; kişi, dün çocuklarıyla yaptığı bir kahvaltıyı, geçmiş yıllardaki özel günleri, hatta yakın akrabalarının isimlerini bile tamamen unutabilir. Hatırlatıldığında da o anda bir şey çağrışmaz; kayıt silinmiş gibidir. Özellikle yakın hafıza önce, uzak hafıza daha sonra etkilenir.
Hafıza Testleri ve Doğru Tanı Süreci
Dikkat eksikliği ile Alzheimer’ın birbirinden ayırt edilmesinde uzman klinisyen değerlendirmesi ve testler kritik öneme sahip.
Dikkat ve Yürütücü İşlev Testleri (örneğin Stroop Testi, Digit Span vb.) daha çok DEHB’nin ayırıcı tanısında kullanılırken,
Hafıza Testleri (MoCA, MMSE, CERAD gibi) ise Alzheimer ve diğer demans türlerinin belirlenmesinde etkilidir.
Kapsamlı nöropsikolojik değerlendirmelerle dikkat eksikliği yaşayan biriyle, ilerleyici bilissel kayıp yaşayan bir hastanın ayrımı oldukça nettir. Ayrıca beyin MR'ı ve kan biyokimyası gibi rutinler de süreci destekler.
Sıkça Karıştırılan Belirtiler ve Toplumda Yanılgılar
Türk toplumunda "unutkanlık" ya da "dalgınlık" deyip geçmek ya da yaşlı bir aile üyesinin her tür unutkanlığını "Alzheimer başlangıcı" olarak görmek sık rastlanan bir eğilimdir. Oysa şu gerçeği bilmek önemli:
"Her unutkanlık Alzheimer değildir, her dalgınlık DEHB’yi düşündürmez. Farklı yaşlarda, farklı nedenler aynı izlenimi verebilir; gerçek ayrım dikkatli, sabırlı bir klinik değerlendirmeyle sağlanabilir."
Örneğin;
Yeni ebeveyn olmuş bir annenin uykusuzluktan dolayı anahtarını sıkça unutması
Yoğun üniversite sınav dönemindeki bir öğrencinin konsantrasyonunu toparlayamaması
İleri yaşlarda ilaç ya da vitamin eksikliğine bağlı mental yavaşlamalar
Bunların hiçbiri tek başına ne DEHB, ne de Alzheimer tanısı koydurur. Bazen depresyon, tiroid bozukluğu, demir eksikliği gibi sistemik hastalıklar da geçici "bilişsel bulanıklık" yapabilir.
Duygusal Yön: Tanı Korkusu ve Sosyal Etkiler
Belki de en zoru, unutmaya ya da dikkatin toparlanamamasına ilk kez tanık olunduğunda yaşanan endişe, "Yarın daha kötü olur muyum?" duygusu… Özellikle aile büyüklerinde Alzheimer korkusu yaşayan ailelerde, her küçük dalgınlık "acaba hastalığın başladığı an mı" kuşkusuyla yoğunlaşabilir. Bireyin kendisine yönelik şüpheleri derinleşirken, toplumsal etiketlemeler ve yanlış inanışlar morallerin hızla bozulmasına sebep olur.
Dikkat eksikliği ile yaşayan kişilerde özgüven kaybı, sosyal çekilme görülebilir.
Alzheimer tanısı alan bireylerde, anksiyete, depresyon, yalnızlık ve utanç hissi sıkça bildirilmektedir [Kaynak].
Bu noktada, empati kurmanın, doğru bilgiyle donanmanın ve uzman desteği için zamanında harekete geçmenin önemi büyüktür. Unutulmamalı ki; hem dikkat eksikliğiyle, hem de Alzheimer’la mücadelede yalnız değilsiniz.
Yaşam Kalitesi Üzerine Etkileri
Dikkat eksikliği ve Alzheimer her ikisi de bireyin işlevselliğine, üretkenliğine ve sosyal yaşamına farklı ama derin izler bırakır.
Dikkat Eksikliği olan yetişkinler genellikle; iş ve okul hayatlarında organizasyon problemi, kariyer basamaklarında ilerleme zorluğu, ilişkilerde anlaşılmama gibi sorunlar yaşarlar. Ancak erken tanı ve ilaç/modifikasyon tedavileriyle yaşam kalitesini belirgin artırmak mümkündür [Kaynak].
Alzheimer ise, zamanla bireyin bağımsız yaşama yeteneğini kaybetmesi, çevresiyle iletişiminin kopması, bakıma muhtaç hale gelmesiyle toplumsal ve ekonomik olarak da ağır sonuçlar doğurur.
Aile içi iletişimin güçlenmesi, hastaların sosyal ortamdan kopmaması, bakım verenlerin duygusal yükünün azaltılması bu süreçte önem kazanır.
Önleyici ve Destekleyici Yaklaşımlar
Dikkat eksikliği için:
Kişiye özel psikoeğitim ve psikoterapötik yaklaşımlar (CBT vb.)
İlaç tedavileri (stimülanlar, non-stimülanlar)
Detaylı zaman yönetimi, ortam düzenlemeleri, hatırlatıcı sistemler
Alzheimer’tan koruyuculuğu gösterilmiş altın standart yoktur, ancak;
Düzenli fiziksel aktivite
Akdeniz tipi sağlıklı diyet
Zihinsel olarak aktif kalmayı teşvik eden hobiler
Sosyal izolasyondan kaçınmak
Kronik hastalıkların (diyabet, yüksek tansiyon vb.) iyi yönetilmesi
gibi yaşamsal alışkanlıklar, sadece Alzheimer değil, genel olarak sağlıklı yaşlanmayı da destekler. Son yıllarda yapılan kapsamlı araştırmalar, beyin sağlığının çocukluktan itibaren hareket, beslenme ve öğrenmeyle güçlendirilebileceğini göstermektedir [Kaynak].
Sıkça Sorulan Sorular & Yanıtlar
Dikkat eksikliği Alzheimer’a yol açar mı?
Hayır. Uzun dönemli araştırmalarda dikkat eksikliğinin doğrudan Alzheimer riskini yükselttiğine dair net bir kanıt yoktur. Ancak, DEHB’de dikkat süreçlerindeki zorluklar ilerleyen yaşlarda yoğun stres ve kaygı yaratıp yaşam kalitesini düşürebilir.Yaşlandıkça dikkat eksikliği artar mı?
Yaşa bağlı dikkat performansı kısmen azalabilir. Ancak, çocukluk ve gençlikte var olan DEHB ile ileri yaşta ortaya çıkan Alzheimer tamamen farklı süreçlerdir.Unutkanlık başladığında ne yapmalıyım?
Öncelikle panik yapmayın. Basit unutkanlıklar çevresel stres, yorgunluk ya da vitamin eksikliği kaynaklı olabilir. Şüphelerinizi uzman bir nöroloji ya da psikiyatri hekimine danışmanız en doğrusudur.Alzheimer’ın kesin tedavisi var mı?
Şu anda Alzheimer’ı tamamen iyileştiren bir tedavi ne yazık ki yoktur. Ama hastalığın ilerleyişini yavaşlatıcı ve yaşam kalitesini artırıcı çeşitli ilaç ve destek yöntemleri mevcuttur.Dikkat eksikliği için hangi yöntemler faydalıdır?
Bireysel terapi, fonksiyonel görev dağılımları, dijital hatırlatıcılar, çevre düzenlemeleri ve gerektiğinde ilaç tedavisi DEHB’de oldukça etkilidir.
Birlikte Yaşamak ve Geleceğe Bakmak
Unutmak ya da dikkatimizin dağılması, insan olmanın bir parçası. Bazen iş temposu, bazen duygusal zorluklar, bazen de biyolojik faktörler beynimizin sınırlarını zorluyor. Dikkat eksikliğiyle de, Alzheimer ile de sevgiyle, sabırla, doğru bilgiyle baş edebiliriz. Kaygıyla dolu düşüncelerimizi doğru bilgiyle değiştirip; kendimize, çevremize ve en önemlisi zihnimize iyi bakarsak, yaşamımızı daha değerli ve anlamlı kılabiliriz.
Sonuç: Net Çizgilerle Farkları Bilmek Hayat Kurtarır
Dikkat eksikliği genellikle erken yaşta başlar, dönemsel dalgalanmalar gösterir; destekle ve bazen ilaçla yönetilebilir.
Alzheimer ise progresif ve geri döndürülemez niteliktedir; erken tanı ve bütüncül desteklerle yaşam kalitesi artırılabilir.
Her ikisi de benzersiz, özel yaklaşımlar gerektirir ve "unutmak" her zaman aynı anlama gelmez.
Hatırlamak sevdiklerimizin yüzünü gülümsetirken, unutmak da bazen onlara özenli, anlayışlı olma fırsatını sunar. Bu yolculukta, doğru bilgiyle eşlik etmek ve gerektiğinde profesyonel yardıma başvurmak, hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için en kıymetli adım olacaktır.
Kaynakça
Next Blogs Post