Günlük Yaşam
Giriş: Sessizce Taşınan Yalnızlık
Hayatınızda büyük değişimler yaşatan bir hastalıkla mücadele ediyorsanız, insan ilişkileriniz de sessizce bu değişime ayak uydurur. Hele ki, sevdiklerinizle aranızdaki yakınlık, mahremiyet ya da cinsellik söz konusu olduğunda... Parkinson hastalığı, çoğu zaman kaslarda titreme, hareketlerde yavaşlık gibi belirtileriyle bilinir. Ancak birçoğumuzun dile getirmediği, paylaşmaya çekindiği önemli bir gerçek var: Parkinson cinsel yaşamı da derinden etkiler. Bu yazıda, hem bilgiye dayalı hem de duygusal olarak sizi anlayan bir bakış açısıyla konuya birlikte yaklaşacağız. Konuşulmadığı için yalnızlaşan, sessiz özlemleri, suçluluk hislerini ve cevapsız soruları biraz olsun aydınlatmak dileğiyle.
Parkinson ve Cinsellik: Neden Konuşmuyoruz?
Pek çok hasta yakını ve hasta için, cinsel sorunlar utanç verici ya da "önemsiz" olarak görülebiliyor. Oysa cinsellik, yaşamın doğal bir parçası. Araştırmalar, Parkinson tanısı aldıktan sonra çiftlerin %50-70'inde cinsel sorunlarda artış yaşandığını gösteriyor (Kaynak: Müller et al., 2013). Ancak toplumsal tabular, aile içi iletişim eksikliği ve sağlık çalışanlarıyla bu konuyu konuşmanın zorlukları yüzünden, yaşanan değişiklikler genellikle göz ardı ediliyor. Bazen de bir taraf, "onca zorluk varken bunu istemek bencillik mi olur?" endişesine kapılıyor. Oysa cinsel yakınlık, hem fiziksel rahatlama hem de duygusal aidiyet için önemli bir ihtiyaç. Sessiz kalmak, aslında iki kişilik bir yalnızlık yaratıyor.
Cinsellik Neden ve Nasıl Etkilenir?
Parkinson, beyindeki bazı nörotransmitter dengesizlikleriyle birlikte hareket kontrolünü etkiler. Ancak bu hastalığın cinsel sağlığı etkilemesindeki mekanizmalar çok daha karmaşık:
Motor Belirtiler: Kas sertliği, hareketlerin yavaşlaması ve titremeler; fiziksel yakınlaşmayı zorlaştırır.
İlaçların Yan Etkileri: Dopamin agonistleri gibi bazı ilaçlar, kimi zaman cinsel dürtüde azalma veya tam tersi, kontrolsüz cinsel davranışlarda artışa yol açabilir.
Psikolojik Yük: Depresyon, kaygı ve özgüvende azalma gibi sık görülen psikiyatrik etkiler, cinsel istekte düşüş yaratır.
Otonom Sinir Sistemi Bozuklukları: Ereksiyon, vajinal ıslanma, orgazm gibi fizyolojik süreçlerin bozulmasına neden olabilir.
İleri Yaş Faktörü: Parkinson genellikle ileri yaşta görüldüğünden, yaşla gelen doğal değişiklikler cinsel yaşamı ikinci kez zorlayabilir.
Hangi Sorunlar Daha Çok Görülür?
Parkinson hastalarında ve eşlerinde, cinsel sorunlar hayli çeşitlidir. Yaygın olarak rastlananlar şunlardır:
Cinsel İstek (Libido) Azalması: Hem hastada hem de bakım sağlayanda sıkça rapor edilir.
Erektil Disfonksiyon: Erkek hastalarda sık görülür. Nörolojik ve dolaşım sistemi sorunları, ereksiyon kalitesini olumsuz etkiler.
Vajinal Kuruluk ve Ağrı: Kadın hastalarda, hem hormonal değişiklikler hem de kas fonksiyonu azaldığı için ortaya çıkar.
Orgazm Olmada Güçlük: Beyin-kas koordinasyonunun bozulması, tam anlamıyla doyurucu bir ilişkiyi engelleyebilir.
Aşırı Cinsel Dürtü veya İstemsiz Davranışlar: Özellikle belirli dopamin ilaçları sonrası, beklenmeyen ve çiftler arasında zorluk yaratan davranışlar oluşabilir.
Kendine Güvende Azalma: Vücut algısındaki değişim, istemsiz hareketler ve ağrı, "cinsel olarak yeterli miyim?" sorusunu sürekli zihinlere taşır.
Sessiz Sorular, Yorgun Cevaplar: Hasta Yakınları Ne Hisseder?
Cinsel sorunlar, sadece hastayı değil, bakım veren eşi de duygusal açıdan etkiler. Hem fiziksel bakım yükü hem de toplum baskısı arasında kalan eşler, sıklıkla yorgunluk, suçluluk ve yalnızlık hissini aynı anda yaşar. Bir yandan, "Senin için daha fazlasını yapmalıyım" baskısı artar. Diğer yandan, kişinin kendi cinsel ihtiyaçlarının da göz ardı edilmesi, çiftleri birbirinden uzaklaştırabilir.
"Özlüyorum… dokunuşunu, eski gülüşlerimizi. Ama şimdi yük olacağım diye korkuyorum. Kendi isteklerimden utanıyorum."
Bu tür duygular doğal, hatta beklenir. Ve çoğu zaman, uygun bir dille konuşulmadıkları için psikolojik olarak ağırlaşır, ilişkide kırılganlık yaratır.
İletişim: Sorunları Konuşmak Neden Zor?
Cinselliğin konuşulmaması, sorunun çözümünü de zorlaştırır. Araştırmalara göre, Parkinson hastası çiftlerin %70’inden fazlası, cinsel konuları doktoruna ya da herhangi bir sağlık çalışanına açmamaktadır. Konuşamamanın başlıca nedenleri:
Mahremiyet duygusu ve utanç
Konunun "yaşa uygun olmadığı" yönündeki toplumsal önyargılar
Doktorların da cinsellikle ilgili konuları açmaması
Kendini ifade etmede güçlük
Oysa, yaşanan sıkıntılar paylaşıldıkça çözüme daha yakın hale gelir. Unutmayın; bu konuları konuşmak utanılacak bir şey değil, sağlıklı yaşamın önemli bir parçasıdır.
Bilimsel Bakış Açısı: Araştırmalar Ne Diyor?
Çalışma | Katılımcı Sayısı | Bulgular |
---|---|---|
Müller vd. (2013) | 300 | Parkinson’lu bireylerde %63 cinsel işlev bozukluğu raporlanmış. |
Bronner vd. (2010) | 127 | İlaç tedavilerinin bazı durumlarda aşırı cinsel dürtüye yol açabildiği saptanmış. |
Buğdaycı-Lindau vd. (2010) | 65+ | Cinselliğin ileri yaşta da yaşam kalitesi üzerinde büyük etkisi olduğu gösterilmiş. |
Çareler ve İpuçları: Neler Yapılabilir?
Tüm bu tablo içinde, çaresizlik duygusu baskın gelse de umudu kaybetmemek gerekir. Herkesin durumu benzersizdir; ancak aşağıdaki adımlar, hem cinsel yaşama hem de duygusal bağa iyi gelebilir:
Zamanlama: Günün en az yorgun olunan saatlerinde yakınlaşmayı denemek (sabahlar genellikle daha uygun olabilir).
Fiziksel ve Duygusal Hazırlık: İlaçların etkili olduğu dönemde, kas sertliği azalmışken cinsel temas planlamak.
Bakış Açısını Değiştirmek: Cinsellik, sadece cinsel birleşme değildir. Masaj, sarılma, öpüşme ve tensel temas da yakınlığı korur.
Tıbbi Destek ve Danışmanlık: Sorunları doktor, fizyoterapist ya da cinsel terapiste danışmak.
İletişimi Güçlendirmek: Açık ama suçlayıcı olmayan bir dille, hisleri ve korkuları paylaşmak.
Partnerin Bakış Açısını Dinlemek: Sadece hasta değil, bakım veren eş de duygularını ifade edebilmeli.
Gerekirse Yenilikler: Vücut pozisyonları ya da yardımcı materyaller ve pelvik egzersizlerle ilişkiyi kolaylaştırmak.
Yakınlığı Rutine Taşımak: Küçük sevgi jestleriyle mahremiyeti canlı tutmak; el ele tutuşmak ya da birlikte vakit geçirmek bile yeterli olabilir.
Kendini Suçlama: Çok Yaygın ama Gereksiz
Parkinson’un getirdiği cinsel sorunlar, çiftleri zaman zaman suçluluk, yetersizlik veya kırgınlık duygusuna sürükleyebilir. Unutmayın, bu değişimler hastalıktan kaynaklanıyor ve sizin suçunuz değil. Daha da önemlisi; duygularınızı bastırmak, sorunu büyütmekten başka bir işe yaramaz. Karşılıklı anlayış ve açık iletişim, kendinizi daha iyi hissetmeniz için en önemli iki araçtır.
Ya Kendinizi Anlatamazsanız?
Bazen duygularınızı anlatmak, cinsellikten söz etmek çok zor olabilir. Böyle anlar için, yazılı yolları da tercih edebilirsiniz. Bir mektup yazmak ya da duygularınızı paylaşan kitap ya da makale göndermek de etkili olabilir. Çift olarak danışmanlık almak ve uygun olduğunda yakın bir dost ya da aile üyesinden manevi destek istemek, sizi ruhsal olarak da güçlendirebilir.
Parkinson ve Cinsel Yaşam: Sessizlikten Sağlığa Bir Yolculuk
Buraya kadar okuduysanız, yalnız olmadığınızı unutmayın. Parkinson, çok yönlü bir mücadele. Cinsel yaşamın da bir sağlık ve mutluluk parçası olduğunu kabul etmek, bu yolda önemli bir adım. Kendi ihtiyaçlarınıza, partnerinizin düşüncelerine ve birlikte yaşadığınız zorluklara duyarlı olmak; hem ilişkinizi güçlendirir hem de sizi psikolojik olarak rahatlatır. Konuşmaktan ve yardım istemekten çekinmeyin. Her paylaşım, biraz daha iyileşmek demektir.
Kaynakça
Müller, M.J., et al. "Sexual dysfunction in Parkinson’s disease." Journal of the Neurological Sciences, 2013.
Bronner, G., et al. "Sexual Dysfunction in Parkinson's Disease: A Multicenter Study." Movement Disorders, 2010.
Buğdaycı-Lindau, S.T. et al. "Sexuality and Health Among Older Adults in the United States." NEJM, 2010.
Next Blogs Post