Psikolojik Destek
Bir Bakım Verenin Sessiz Çığlığı
Bazı anlar vardır, kelimeler kifayetsiz kalır; duygular, bir anlığına bedeninizde yankılanır ve sonra uzun bir sessizliğe gömülür. Demansla, Alzheimer veya Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklarla mücadele edenlerin yakınları için “Annem beni tanımadı” anı, işte tam da böyle bir andır. O an, bütün geçmişi, o güvenli anne-kız/anne-oğul ilişkisini, alışkanlıklarınızı altüst eder ve sizi duygusal bir fırtınanın ortasında bırakır. Yalnız hissetmeniz çok insani; karışık duygularınızda kendinizi kaybolmuş bulmanız da. Ama bu yazıda, bu tür anlarda içsel kuvvetinizi nasıl koruyabileceğiniz ve psikolojik dayanıklılığınızı nasıl geliştirebileceğiniz hakkında birlikte düşüneceğiz.
Zorlukların Adını Koymak: Anı Tanımak
Bir yakının, özellikle de annenizin sizi tanımadığı bir anı yaşamak, yoğun bir yas, kayıp ve yabancılaşma hissi doğurabilir. Üstelik bu sadece tek bir ana; çoğu zaman tekrar eden, öngörülemez ve hızla değişen bir süreçtir. Klinik olarak, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklarda bilişsel bozulma ilerledikçe, unutkanlık ve tanıyamama gibi semptomlar yaygınlaşır. Türkiye Alzheimer Derneği’nin verilerine göre, Alzheimer hastalarının yaklaşık %80’inde zamanla yakınları ayırt edememe gelişir.
Elbette bilimsel açıklamalar, yaşanan acının duygusal yükünü azaltmaz. Fakat, yaşanılanın aslında kişisel bir başarısızlık ya da sevginizin yetersizliğiyle ilgili olmadığını anlamak, suçluluk duygusunun azalmasına yardımcı olabilir.
Bu Anlarda Hangi Duygularla Karşılaşmak Olağan?
Hüzün ve Yas: Annenizin artık sizi tanımadığını görmek, bir çeşit "canlı kayıp" yaşatır. Sanki hayattayken onun bir parçasını, birlikte biriktirdiğiniz anıları kaybediyorsunuz.
Öfke ve Hayal Kırıklığı: Kendinize veya hastalığa kızmak, çaresizlik hissetmek olağandır. "Neden ben?", "Daha iyi bakmalıydım" gibi sorgulamalar baş gösterebilir.
Yalnızlık ve İzolasyon: Sanki kimse sizi anlamıyor, bu yükü tek başınıza taşıyorsunuz gibi hissedebilirsiniz.
Suçluluk: Hem anneden uzaklaşmanın hem de zaman zaman sabrınızı kaybetmenin suçluluğu çok yaygındır.
Bütün bu duygular normaldir. Psikoloji literatüründe bakım verenlerin %50’ye varan oranında depresif hisler yaşadıkları gösterilmiştir (Alzheimer's Association, 2023).
Psikolojik Dayanıklılık: Nedir, Nasıl Gelişir?
Psikolojik dayanıklılık; stres, travma veya kayıpla başa çıkabilmek, zor koşullarda bile kendini toparlama kapasitesidir. Bu yetenek doğuştan gelmez, deneyimle ve farkındalıkla gelişir. Araştırmalar, bakım verenlerin zaman içinde "esneklik" kazanabildiğini, başa çıkma stratejileri öğrendiğini vurgular.
Dayanıklılığın Temel Taşları
Duyguları Kabul Etmek: Zor duyguları bastırmadan, “Benim başıma gelmiş olabilir, ama bu duygular bana ait ve geçici” diyerek yaşamak.
Destek Almak: İçine kapanmak yerine, duygularını yakın çevreyle veya bir destek grubuyla paylaşmak.
Umudu Koruyabilmek: Hastalığın ilerlemesini değiştiremese bile, sevgi bağlarının dönüştüğüne inanmak.
Öz-şefkat Geliştirmek: Kendi kusursuzluğunu değil, insan olmanın getirdiği kısıtları kabullenmek.
Biyolojik Temeller: Neden Tanıyamıyor?
Alzheimer ve bazı demans türlerinde, beynin hafızadan ve yüzleri tanımadan sorumlu bölgeleri (örneğin temporal ve parietal loblar) hasar görür. Bu nedenle, geçmişte paylaşılan zamanlar, isimler ve hatta yüzler unutulabilir. Özellikle "prosopagnozi" denilen, yüzleri ayırt edememe durumu sıkça görülür (Neurology, 2020).
Bu biyolojik temeli bilmek, bazı bakım verenlerde oluşan “Annem/Sevdiklerim beni istemiyor” veya “Artık bana değer vermiyor” düşüncelerinin yersiz olduğunun anlaşılmasını sağlar.
Pratik Başa Çıkma Yöntemleri
O Anı Kabul Edin: Anneniz sizi tanımadıysa, sık sık kendi kimliğinizi açıklamakta bir sakınca yoktur. "Ben senin kızınım/oğlunum" demek bazen hiçbir şeyi değiştirmeyebilir ve bu olağandır.
Duygunuzu Paylaşın: “Beni tanıyamadığında üzülüyorum ama seni hala çok seviyorum” gibi kısa cümlelerle duygunuzu açıkça ifade edin. Empati kuran cümleler, ilişkinizi farklı bir seviyeye taşıyabilir.
Tetikleyicileri İzleyin: Bazı tetikleyici olaylar o anı başlatabilir. Hangi ortamlarda daha sık unutma yaşandığını gözlemlemek işinizi kolaylaştırır.
Kişisel Nesnelerden Yararlanın: Fotoğraflar, müzikler veya ortak objeler hem anneniz için anımsatıcı olabilir, hem de duygusal bağınızı güçlendirir.
Nefes Egzersizleri ve Kısa Mola: Zorlandığınızı hissettiğiniz anlarda birkaç dakika odadan uzaklaşmak, derin nefes almak, hatta ellerinizi yıkamak bile etkili olabilir.
Empatik iletişim: Kırılmadan Sürdürmek
Yakınınız sizin kim olduğunuzu bile unutmuşsa, konuşmak daha da zorlaşabilir. Oysa kimi bilimsel çalışmalara göre, hastalar bilinçli olarak hatırlayamasalar da duygusal hafıza bir süre daha kalabilir. Yani annesinin bir yabancıdan gördüğü ilgiye karşı nasıl hissettiği, ona güvenip güvenmediği, ses tonunuzdaki şefkati algılayabilir (University of Iowa, 2014).
Basit ve tekrarlı cümlelerle iletişim kurun.
Sakin bir ses tonu kullanın.
Gülümsemek, dokunmak veya kısa fiziksel yakınlık kurmak hala anlamlıdır.
Dayanıklılığın Önündeki Tuzaklar
Bu tür anlarda en büyük handikaplardan biri, kendinizi tamamen ihmal etmektir. Araştırmalar, bakım verenlerin %40’ının kronik stres ve tükenmişlik belirtileri gösterdiğini ortaya koymuştur (JAMA Psychiatry, 2021).
Unutmayın: Sizi ayakta tutan şey sadece anneniz değil, kendi psikolojik bütünlüğünüzdür. Bu yüzden şu tuzaklara dikkat edin:
Suçluluk Döngüsü: Sevginizin veya emeğinizin yetersiz olduğu yanılgısı.
Sosyal İzolasyon: Yaşadıklarınızı kimseye anlatmamak, kendinizi dünyadan soyutlamak.
Yardım Almaktan Kaçınmak: "Herkese yük olmak istemiyorum" diye düşünmek.
Paylaşmanın Gücü: Yalnız Değilsiniz
Siz bu yazıyı okurken, dünyanın başka bir köşesinde bambaşka bir insan, annesinin/babasının kendisini tanımadığı bir anı yaşıyor. Yani acınızda yalnız değilsiniz. Yaşadıklarını paylaşmak, destek almak ve hatta bazen sadece dinlenilmek çoğu zaman farkında olduğunuzdan daha etkili olabilir.
Psikolojik dayanıklılık, tek başına güçlü olmaktan değil, bağ kurabilmekten geçer. Araştırmalar, düzenli destek gruplarına katılan ve yakınlarıyla duygularını paylaşan bakım verenlerin uzun vadede daha az depresif semptom yaşadığını gösteriyor.
Kendi İhtiyaçlarınıza Kulak Vermek
Bazı günler daha güzeldir. Anneniz sizi tanıyamasa da elinizi tutar, bir melodiye eşlik eder ya da anlık bir bakışla içinizi ısıtır. O küçük anları fark etmek, psikolojik dayanıklılığınızı destekleyebilir.
Bunun için kendinize küçük kaçış alanları yaratmayı ihmal etmeyin:
Haftada bir gün bir saate yakın yürüyüşe çıkmak
Küçük hobiler bulmak (kitap okumak, müzik dinlemek)
Bakım işini yakınlarınızla dönüşümlü yapmak
Unutmamak gerekir ki, siz iyi olmadıkça sevdiklerinize de iyi bakmanız mümkün değildir.
Umudu Kaybetmemek: Sevgi Biçim Değiştirir
Sizi tanımayan bir annenin gözlerine bakarken, onların içinde tanıdık bir parıltı, geçmişe dair bir işaret aramak doğaldır. Bazen o işaret gelmez. Bazen ise bir dokunuş, bir ses tonu, annenizin size duyduğu o eski sevgiyi bilinçaltında harekete geçirebilir.
"Annem beni tanımıyor olabilir, ama onun bana kattıklarını ve aramızdaki sevgi bağını ben unutmuyorum. Şimdi ona benimle hatırlanamayan yeni bir dost olarak şefkat göstermek, sevgimizin başka bir biçimi."
Kendinizi, karşılıksız bir sevginin yükünü taşıyorsanız, aslında büyük bir güçle hayata direniyorsunuz demektir. Yalnız olmadığınızı, yüzlerce insanın bu duyguları paylaştığını ve içinizdeki o merhamet duygusuna tutunmanın en mümkün yol olduğunu unutmayın.
Son Söz: Kendinizi Sarıp Sarmalamak
“Annem beni tanımadı” anını, bir sarsıntı olarak değil, değişen ilişkilerin doğal bir parçası olarak görmeye çalışın. Duygularınız karmaşık olabilir. Ama psikolojik dayanıklılık, tüm bu duyguların farkına varmak ve onlara şefkatle yaklaşmakla mümkün. Kendinize, zamanla bu süreci daha kolay yönetebileceğiniz inancını vermeyi ihmal etmeyin. Unutmayın, bu yolculukta duygularınız kadar kendinize verdiğiniz değer de çok kıymetli.
Kaynakça
Alzheimer's Association (2023). Facts and Figures Report.
Neurology (2020). Diagnostic criteria in frontotemporal dementia and Alzheimer's disease.
JAMA Psychiatry (2021). Caregiver Burden and Stress in Neurodegenerative Disorders.
University of Iowa (2014). Emotional Memory Retention in Alzheimer's Disease.
Bir Sonraki Okuma