Unutkanlığımın Farkındayım: Bu Durumla Nasıl Barıştım?

Unutkanlığımın Farkındayım: Bu Durumla Nasıl Barıştım?

Nörolojik Farkındalık

Hafızamın Dar Sokakları: Yolculuğun Başlangıcı

Bazen bir odaya girerim ve ne yapacağımı unuturum. Bir telefon numarasını, az önce anlatılan bir fıkranın sonunu, ya da bir arkadaşımın bana dün söylediği önemli bir detayı. Önceleri bunları hafife alırdım, "Herhalde biraz fazla yoğunum." diye düşünürdüm. Fakat bir gün markette, elimin altında duran listeyi defalarca arayınca duraksadım. O an, kendimle yüzleşmem gerektiğini hissettim: Unutuyorum ve bunu inkâr edemem. İçime bir huzursuzluk çöktü; yalnız olmadığımı bilsem de, unutkanlığın hayatımda ne kadar belirleyici olmaya başladığını o gün anladım.

Unutkanlık: Sıradan mı, Olağanüstü mü?

Unutkanlık kelimesi, çoğumuz için "yaşlılık" veya "dalgınlık" gibi kavramlarla eşleşir. Oysa ki, bu durum günümüz dünyasında her yaştan insanı etkileyebiliyor. Artan bilgi yükü, yoğun tempo, çoklu görevler ve sürekli maruz kaldığımız dijital uyarıcılar, hafızamızı eskisinden daha fazla sınar hale getirdi. American Psychological Association’ın 2020’de paylaştığı rapora göre, yetişkinlerin yaklaşık %60’ı zaman zaman önemli bilgileri unutma ya da kafa karışıklığı yaşama eğiliminde olduklarını bildiriyor (kaynak).

Ama bu noktada kritik bir ayrım var: Unutkanlık çoğunlukla normaldir, fakat bazen altta yatan biyolojik bir nedenin işareti de olabilir. Bunu anladığımda bir nefes aldım. "Acaba bende bir sorun mu var?" sorusunun üzerimde oluşturduğu yükün minimale indiğini hissettim.

Unutkanlığın Bilimsel Temelleri

Beynimiz, oldukça karmaşık ve hassas bir organ. Günlük yaşamda karşılaştığımız bilgileri kısa süreli bellekte işler ve eğer yeterli tekrar veya anlam kazandırılırsa, uzun süreli belleğe taşır. Fakat beynimizin işlem kapasitesi sınırlı: Bir insana bir anda yedi +/- iki bilgi parçası sunulduğunda, bunları geçici bellekte optimal şekilde tutabiliyor (kaynak).

  • Stres hormonları (özellikle kortizol), belleği doğrudan etkiler.

  • Uyku eksikliği, bilgilerin kodlanmasında ve uzun vadeli hatırlanmasında sorun yaratır (kaynak).

  • B12 vitamini, D vitamini ve tiroid hormonlarındaki dengesizlikler unutkanlıkla ilişkilidir.

  • Yaşlanma, beyin hücrelerinde doğal bir kayba yol açar, ancak bu her zaman patolojik (ör. demans) anlamına gelmez.

Modern yaşam, unutkanlığın tetikleyicilerini her gün biraz daha karşımıza çıkarıyor. Uzmanlara göre, çoğu insanın başına gelen unutkanlık, hemen hemen her çağda ve kültürde gözlemleniyor.

Unutkanlıkla Savaşmak mı, Kabullenmek mi?

Bir dönem, hafıza egzersizleriyle, teknolojik yardımcılarla ve hatırlatmalarla unutkanlığımla savaşmaya çalıştım. Çeşitli mobil uygulamalar, not defterleri, yapışkan post-itler... Evet, hepsi kısmen yardımcı oldu. Ama kalbimin derinlerinde, sürekli olarak "Bu da geçer…" dedim. Geçmedi. Hatta, bu çaba bazen daha fazla stres doğurdu.

Bir gün bir makale okuyup durdum. Hafıza ile barışan insanların, unutkanlığını bir hata olarak görmekten çok, hayatlarının doğal bir parçası olarak kabul ettiğini okudum. Yaklaşımımı değiştirdim: Unutkanlığımı, kendimin bir parçası olarak sevdim ve kabullenmeye başladım.

Unutkanlıkla Barışmak: Kişisel Bir Deneyim

"Unutmanın da anlatacak bir hikayesi var, bazen yük hafifletir."

Başlarda, 'unutma' ile baş başa kalmak yalnızlaştırıcıydı. Sonra çevremdeki arkadaşlarımla paylaştım. Benim gibi olanlar, ailelerinde benzer şeyler yaşayanlar vardı. Bunu konuşmak, utanç değil güç verdi. Kendimi yargılamak yerine anlamaya başladım: Neden belirli olayları ya da bilgileri unutuyordum? Yoğunluk mu, stres mi, dikkatsizlik mi, yoksa sadece doğal akış mı?

Bazı günler, unutkanlığımla ilgili espriler yaptım; bazı günler ise bunu ciddi bir şekilde ele aldım. Şunu anladım: Unutkanlık, bize sadece beyni değil; bazen de kalbi bakıma davet ediyor. Her unutulan küçük detayda, kendimize şefkat ve anlayış göstermek mümkün.

Beyin Sağlığı ve Unutkanlık İlişkisi

Beyni sağlıklı tutmak, unutkanlığın yönetilmesinde kilit önem taşır. Bilimsel olarak, aşağıdaki unsurlar zihinsel kapasiteyi destekler:

  • Düzenli fiziksel egzersiz: Aerobik egzersizler beyne giden kan akışını artırır ve yeni sinaptik bağlantıların oluşmasını teşvik eder.

  • Kaliteli uyku: Uyurken, gün içinde depolanan bilgiler işlenir ve beyinde uzunca süreli olarak kaydedilir.

  • Beyin egzersizleri: Bulmacalar, yeni bir dil öğrenmek veya müzik aleti çalmak gibi aktiviteler, bellek kapasitesini destekleyebilir.

  • Stres yönetimi: Meditasyon, nefes egzersizleri ve mindfulness, stres hormonlarının hafıza üzerindeki olumsuz etkisini azaltabilir.

  • Sağlıklı beslenme: Omega-3 yağ asitleri, antioksidanlar ve taze sebze/meyve ağırlıklı diyet, sinir hücrelerini uzun ömürlü kılabilir (kaynak).

Unutkanlığınızı yönetmek için yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişiklikler, beyin sağlığınızı uzun vadede daha iyi destekleyecektir. Ancak burada anahtar kelime "yönetmek". Her unutkanlık bir problem değildir, bazen sadece yaşamın bir tezahürüdür.

Unutkanlığı Kabul Etmek Neden Bu Kadar Zor?

Toplumsal bakış açısı, başarının ve verimliliğin anahtarı olarak ''sürekli hatırlama'' yeteneğini görür. Özellikle iş hayatında veya sosyal ortamlarda, bir detayı unuttuğunuzda "şakaya" ya da yargıya maruz kalmak mümkündür. Bazen insanlar unutkanlığı "ilgisizlik" ya da "başarısızlık" gibi algılar – oysa bilim bize bunun çoğunlukla yanlış bir önyargı olduğunu gösterir.

Psychology Today’e göre, hafızanın sınırlarını anlamak ve kabul etmek, ruh sağlığına da doğrudan katkıda bulunuyor (kaynak).

Aklımda Kalanlar: Barışma Sürecimde Kullandığım Yöntemler

  • Kabul: Unutmanın utanılacak bir şey olmadığını, insan doğasının bir parçası olduğunu kendime sıkça hatırlattım.

  • Açıklık: Bir konu hakkında unutkanlık yaşadığımda, açıkça belirtmekten çekinmedim: “Lütfen hatırlatır mısın?” demek hayatı kolaylaştırıyor.

  • Destek istemek: Hem yakın çevremden hem de gerektiğinde bir uzmandan yardım istemeyi öğrendim. Bazen tıbbi kontroller önemli olabilir.

  • Sistem oluşturmak: Akıllı telefonumun hatırlatıcılarını mantıklı kullanmak, alışkanlıklar oluşturmak (ör. anahtarı koyduğun yeri değiştirmemek) bana iyi geldi.

  • Anı defteri: Duygusal yükleri ve önemli anları deftere not ettim. Hafızamda yer bırakmak istemediğim kırgınlık veya kaygıları kağıda dökmek, beynimi hafifletiyor.

Ne Zaman Bir Uzmana Başvurmalı?

Bazı unutkanlıklar günlük yaşamın akışında zararsızdır. Ancak aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçı varsa, profesyonel bir değerlendirme gereklidir:

  • Kendi adresinizi veya yakınlarınızın adını sıkça unutmak

  • Sık sık yolunuzu kaybetmek

  • Alışılmış bir görevi (ör. yemek yapmak, alışveriş) yapmakta zorlanmak

  • Kişilik değişiklikleri veya davranışlarda ciddi farklılıklar

Çünkü bazı durumlarda unutkanlık, Alzheimer hastalığı, demans, tiroid dengesizlikleri, vitamin eksiklikleri gibi tıbbi durumların başlangıcı olabilir. Türk Nöroloji Derneği, Türkiye’de 65 yaş üzeri her 10 kişiden birinde demans görüldüğünü ifade ediyor (kaynak).

Unutkanlık ve Duygusal Yük

Unutmak bazen bir yük gibi gelir, bazen de hafifleten bir bulut olur. Bir şeyi unutunca kendime kızdığım günler oldu, "Daha dikkatli olmalıydın." dediğim anlar da. Fakat zamanla şunu öğrendim: Kendimize yüklenmek yerine, unutkanlığımızla barışmak; kendi hatalarımızı, dalgınlıklarımızı da sevmeyi gerektirir.

Unutkanlık bazen, geçmişin yükünden kurtulmanın; bazen ise bir şeyleri yeni baştan hatırlamanın anahtarıdır. Kendinle barışmak bir yolculuk ve bu yolculukta olabildiğince nazikilik, şefkat ve anlayış taşımak gerek.

Birlikte Hafiflemenin Gücü

Çevremde unutkanlığını paylaşan dostlarım çoğaldıkça, bu durumun aslında ne kadar insani olduğunu daha iyi kavradım. Unutmak; yeniye yer açmak, beyinde gereksiz yükleri boşaltmak da olabilir. Kendimize ve başkalarına daha müşfik yaklaştıkça, unutkanlık bir utanç değil, insani bir ortak payda haline gelir.

Unutkanlığı Doğru Yönetmek İçin Pratik Taktikler

  1. Küçük listeler yapmak: Alışveriş, yapılacak işler veya günlük hedefler için basit listeler hazırlayın.

  2. Tek seferde bir iş: Aynı anda birden çok işi birden yapmak yerine sırayla odaklanın.

  3. Aktivite zamanı oluşturun: Öğrenme, okuma ya da düşünme için sessiz ve dikkat dağıtıcı olmayan bir ortam belirleyin.

  4. Sosyal ilişkileri canlı tutun: Araştırmalar, kaliteli sosyal ilişkilerin beyin sağlığını koruduğunu gösteriyor.

  5. Esprili yaklaşım: Kendi unutkanlıklarımızı bazen hafif bir şaka haline getirmek, duygusal yükü azaltır.

Bazı Anlar, Bazı Anılar: Unutmanın Güzelliği

Hayatımda unutmak istemediğim bazı anlar var. Fakat geçmişin tozlu raflarında kalmış kimi detayların silinmesinin, bana yeni keşifler, yeni başlangıçlar sunduğunu da fark ettim. Hafızamı, ayrıntılarla doldurmak yerine, anlamlı ve değerli yarınlar için taze tutmayı öğrendim.

"Her unutma yeni bir hatırlamaya açılan kapıdır. Hafızanın sınırlarını sevmeyi, kendime güvenmeyi ve bu yolculukta yalnız olmadığımı anladım."

Sonuç: Unutkanlığın Yol Arkadaşı

Unutkanlık hayatımızın doğal bir parçası. Onu düşman değil, yol arkadaşı olarak gördüğümde; yaşam daha hafif, hatalarım daha derin anlamlı hale geldi. Siz de unutkanlığınızla barışmayı deneyin: Önce anlamaya, sonra kabullenmeye ve ardından yaşamı güzelleştiren küçük detaylara yer açmaya çalışın.

Kaynakça